GDO / Biyogüvenlik Hukuku

DANIŞMANLIK

Uyuşmazlık olasılığı bulunan tüm işlem ve eylemler öncesindeki talep edildiği anda konuyla ilgili güncel mevzuat taraması ile birlikte en uygun tavır ve eyleme ilişkin hukuksal görüşmelerimizin ve konuya ilişkin risk analizi ile sonuçlarının sunulmasıdır.

DAVA AVUKATLIĞI

Pratik ve profesyonel hukuki görüşü zamanında ve ekonomik şekilde sunmak ve uyuşmazlıkları masraflı ve uzun süren yargılama süreçlerine gerek kalmaksızın çözüme ulaştırmak ana amaç olmakla birlikte, davanın kaçınılmaz olması durumunda çalışma konuları içindeki uyuşmazlıklarda açılmış veya açılacak davalarda taraf vekili olarak yer alınmaktadır.

DENEYİM

Aşağıda belirtilen hususlarda 26 yıllık ciddi bir dava ve doğrudan uygulamaya yönelik ve ciddi bir mevzuat taramasına ilişkin birikimler sunulmaktadır. 5977 sayılı yasaya muhalefetten açılan davalarda savunma avukatlığı ve idari para cezalarına karşı itirazlarımızla alınan örnek kararlar ışığında önemli bir biyogüvenlik arşivine sahip bulunmaktayız.

EĞİTİM/SEMİNER

Kurum ve kuruluşlar tarafından talep edildiğinde eğitim ve seminer hizmeti sunulmaktadır.


Kısa ve öz bir anlatımla genetik yapısı değiştirilmiş organizma, GDO, gen teknolojisi kullanılarak doğal çiftleşmeyle ve/veya doğal rekombinasyonla oluşmayacak şekilde genetiği değiştirilmiş olan bitki, hayvan ve benzeri canlı varlığa verilen isimdir.

Daha ayrıntılı bilgi kurucusu bulunduğumuz www.gdohukuku.net sitemizden edinilebilir.

Ülkemizde 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu çerçevesinde izin verilen GDO’lu soya ve mısırın yalnızca yem olarak kullanımı mümkündür

#

Bu nedenle risk altında olanlar ;

  • İTHALATÇILAR ,
  • YEM İŞLEYİCİLERİ-YEM FABRİKALARI,
  • YEM BAYİLERİ VE ARACILAR,
  • KENDİ YEMİNİ ÜRETEN YETİŞTİRİCİLER ,
  • HAMMADDE İŞLEYENLER ,
  • GEN SAHİBİ/BAŞVURU SAHİB,
  • GIDA ÜRETİCİLERİ :
  • KİMYA, TEKSTİL GİBİ SEKTÖR İLGİLİLERİ,
#

Suç teşkil eden eylemler :

  • İzin verilmeyen GDO’lu ürün ithal etmek, almak, satmak, çevreye yaymak
  • İzin verilen GDO’lu ürünleri ithal amacı(yalnızca hayvan yemi) dışında kullanmak,
  • İthali yasak olan ürünü yalan beyanda bulunarak ithal etmek, çevreye yaymak ,
  • İzlenebilirlik kurallarına uymamak(etiket yükümlülüğüne uymamak, izlenebilirlik formlarının düzenlenmemesi,
#

5977 SAYILI YASADA BELİRLENEN CEZALAR

1- HAPİS CEZASI

Bireyin karşılaşabileceği en büyük yaptırım, hürriyeti bağlayıcı ceza ile karşılaşmasıdır. Gerçekten de Biyogüvenlik Kanunu’nunun ceza hükümlerini düzenleyen 15.maddesi incelendiğinde hapis cezalarının 3-7 yıl, 4-9 yıl, 5-12 yıl olarak belirlendiği görülecektir. TCK.50.maddesine göre 1 yıla kadar olan hapis cezaları paraya çevrilebilir, TCK 51.maddeye göre ise 2 yıl ve daha az süreli hapis cezaları ertelenebilir.(18 yaşından küçükler ve 65 yaşından büyükler için 3 yıl)

Bu nedenle Biyogüvenlik Kanunu gereğince ceza alınması halinde, ceza iki yıldan fazla olacağından cezaevi büyük bir risk olarak karşımızda durmaktadır.

#

2- PARA CEZASI:

İkinci yaptırım çeşidi para cezasıdır. Biyogüvenlik kanununda bu konuda yaptırımlar incelendiğinde 10.000- 30.000 TL ile,100.000-200.000 TL arasında bir para cezası öngörüldüğü görülmektedir.

3- TAZMİNAT

Henüz uygulamada karşılaşılmamış olsa dahi yasanın 14/1 maddesinde belirtildiği gibi ; GDO ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerde bulunanlar, bu Kanun kapsamında izin almış olsalar dahi, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanmasına karşı oluşan zararlardan sorumludur.
Yine yasanın 14/6 maddesinde belirtildiği gibi ; Sorumlular, çevrenin zarar görmüş veya tahrip olmuş unsurlarının eski haline getirilmesi veya aynı değerdeki unsurların yerine konulması için gerekli masrafları da karşılar.
Bu açıdan bakıldığında oluşacak zararın büyüklüğünü anlamak çok zor olmayacaktır. Çevrenin zarar görmüş unsurlarının eski hale getirilmesi veya insan, bitki ve hayvan sağlığına karşı oluşacak zararların tazmini de inanılmaz, ödenmesi mümkün olmayan rakamlara ulaşacaktır.

#

4- ÜRÜN İMHASI VEYA EL KOYMA

Biyogüvenlik Kanunu’na dayanak çıkartılan Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerine Dair Yönetmelik hükümleri incelendiğinde yasa aykırılık teşkil eden ürünlerden olumsuz etkisi görülenlerin İMHA edileceği, olumsuz etkisi tespit edilemeyenlerin ise MÜLKİYETİ KAMUYA GEÇİRİLECEĞİ açıkça belirtilmektedir.
Bu durumda ürün miktarı kadar zararın oluşacağı da açıktır.
Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar Ve Ürünlerine Dair Yönetmelik 22/3 maddesine göre ;
“ Kararda belirtilen koşulların ihlali veya GDO ve ürünleri ile ilgili olarak herhangi bir riskin ortaya çıkabileceği yönünde yeni bilimsel bilgilerin ortaya çıkması durumunda, karar Kurul tarafından iptal edilebilir. Kurul kararı iptal edilen GDO ve ürünleri ilgililer tarafından toplatılır. Kurul kararı ile insan, hayvan, bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe olumsuz etkisi olduğu tespit edilenler derhal imha edilir, herhangi bir olumsuz etkisi tespit edilmeyenlerin ise mülkiyeti kamuya geçirilir. Bu fıkra uyarınca Bakanlıkça alınacak tedbirlerle ilgili yapılan masraflar ve diğer giderler, kusur ve sorumlulukları dikkate alınarak ilgililerden tahsil edilir.

#

5- GÜVENLİK TEDBİRİ

Yasanın 15/5 maddesinde güvenlik tedbirinden söz edilmektedir. Burada sözü edileno suçla bağlantılı olan eşya ve maddî çıkarların müsaderesi ile kamu kurumunca özel hukuk tüzel kişisine verilen iznin iptaline karar verilmesidir. Ancak TCK 60.maddesinde de düzenlenen güvenlik tedbirlerinin faaliyet izninin iptali, eşya müsaderesi ve kazanç müsaderesi olarak algılanması gerekmektedir.
Diğer anlatım ile ;
Örneğin bir şirket, yasada suç sayılan işlemleri yapıyorsa, işlemi yapan bireylerin cezalandırılması ile birlikte, şirkete idari para cezası ek olarak verilmektedir. Buradaki koşul tüzel kişinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle suçun işlenmiş olması ve suçun tüzel kişinin yararına verilen iznin kullanılması arasında işlenmiş olmalıdır.

#